Kompakt Disk Blog

"Dinle, oku, gör: Müzik, kitap, film"

Bir yönetmen iki film: Anders Thomas Jensen

Hiç yorum yok
Bu aralar izlemek isteyipte izleyemediğim filmler, okumak isteyipte okuyamadığım kitaplarla boğuşuyorum. Danimarkalı yönetmen Anders Thomas Jensen'in yazıp yönetiği 2 filmini nihayet izledim.


Adam's Apples (Adams æbler):
2005 yapımı film Adem'in Elmaları olarak Türkçe'ye çevrilmiş. Eski bir neo-nazi olan Adam hapishaneden çıkınca toplum hizmeti için, Danimarka'nın kırsal bölgesindeki bir kiliseye gönderilir. Kilisenin pederi Ivan, Adam'ı karşılar ve burada kaldığı süre boyunca kendine bir amaç edinmesini söyler. Adam hayatı boyunca hep pasta yapmak istemiş olduğunu söylerken aslında dalga geçse de, peder Ivan için hayatta kötü ve yanlış olan hiçbir şey olmadığından Adam'ı ciddiye alır ve bahçedeki elma ağacına iyi bakmasını ister. Zira o elmalar, Adam'ın elmalı pastası için kullanılacaktır. Pek tabi Adam bu görevi de başlarda ciddiye almaz. Odasına yerleştiğinde ilk işi Hitler'in fotoğrafını duvara asmak ve pederin getirdiği İncil'i bir köşeye fırlatmaktır.

Kilisedeki diğer karakterler ise yaşlı Paul, eski bir tenis oyuncusu, kleptoman ve pedofili Gunnar, uluslararası bir petrol şirketine kafayı takmış, sistemden şikayetçi ve Paki olarak çağrılan Pakistanlı Khalid ve filmin kilit adamı Dr. Kolberg. Sonradan bu ekibe çocuğunun özürlü doğmasından endişe eden alkolik Sarah'da katılır. Khalid karakterinin terörist kılıklı gösterilmesi başta ırkçı bir yaklaşım olarak gözüme batsa da batının doğuya bakışının aslında tamda bu karakter olduğunu söylüyordu yönetmen. Bir neo-nazi ile aynı yerde olması ve sonradan Adam tarafından korunması da değişimin işareti olacaktır.


Zaten fotoğrafa bakınca birbirinden alakasız bu tiplerin birlikte ne yapacağını sorguluyor insan. Fakat karakterler öyle ince işlenmiş ki asla göze batmıyor. Hepsinin bir arada olmasının bir nedeni var. Kader!

Peder Ivan, karısının intihar ettiğini kabullenemez ve yanlışlıkla bir kutu hap içtiğini söyler. Tekerlekli sandalyedeki özürlü oğlunun kendi başına hareket etmesi mümkün değildir ama peder ona normalmiş gibi komutlar verir. Hitler'i tanımaz. Hala içki içip hırsızlık yapan Gunnar'ın tüm günahlarından arındığına emindir. Vaaz sırasında gittiği için yaşlı Paul'ü tuvalete göndermez. Kötü olan hiçbir şeyi görmeyen Ivan'ın, kutsal kitaptaki Job(Eyüp)'un Hikayesinde, Job'un başına gelen musibetlerin Tanrı tarafından yapıldığı açıkça yazılmış olsa da bu hikayede Ivan için kabul edilmezdir. Çünkü kötü olan her şey şeytandan gelir ve şeytan insanı sınar. Tıpkı elma ağacının başına gelenlerde olduğu gibi. Kurtlanan, kargaların yağmaladığı ve üzerine yıldırım düşen elma ağacı, Ivan'a göre şeytanın sınamasıdır. Eğer Adam elmalı pastasını yapamazsa şeytan kazanacaktır.

Adam'ın pasta yapmak dışında kendini adadığı asıl amacı Ivan'a gerçekleri anlatmak olacaktır. Fakat bu sandığı kadar kolay değildir.


The Green Butchers (De grønne slagtere):
Türkçe'ye Çaylak Kasaplar olarak çevrilmiş olan 2003 yapımı film, Anders Thomas Jensen'in ikinci uzun metraj filmi. Aslında Adam's Apples'dan eski olmasına rağmen ben izlediğim sıraya göre yazıyorum.

Svend ve Bjarne adında iki kasap çırağının yeni bir dükkan açmak istemsiyle başlar hikayemiz. Svend kendisini sürekli aşağılayan kasap Holger'dan kurtulmak ve başarılı olmak istemektedir. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Svend, her zaman aşağılanmış, alay edilmiş bir adamdır. Çok fazla terler, panik olur ve iletişim kurmakta başarılı değildir.

Bjarne içinse nerede bir hayvan öldürdüğünün pek bir önemi yoktur. Yeni doğum yapmış bir zürafayı görmek için hayvanat bahçesine giderken arabayı kullanan ikizi Eigil, önüne çıkan geyiğe çarpmamak için direksiyonu kırdığında, kazadan sağ kurtulan sadece Bjarne, Eigil ve geyiktir. Anne-babasını ve karısını kaybeden Bjarne artık hayvanlardan nefret etmektedir. Gördüğü yerde hayvanları öldürdüğü için polis onu bir kasabın yanına çırak olarak verir ve öldürmek artık mesleği haline gelir.

Yeni kasap dükkanı açılışta pek ilgi çekmez. Bu iki karakterin kaderi Svend'in bir kaza sonucu insan eti satmasıyla değişir. Kapıda kuyruklar oluşur, televizyona çıkarlar. Herkes Svend'in cici tavuğundan ister. Başarıya aç olan Svend için bu bir mucizedir ve bunun devam etmesi gerekmektedir. Artık insanlar kaza sonucu değil, bilerek ve isteyerek derin dondurucuya gönderilir.


Anders Thomas Jensen yine karakterlerde harika işler çıkarmış. Cenaze törenlerinde kilisenin pederine yardım eden Astrid, cesetleri yanarken izlemekten hoşlanan kimsesiz bir kızdır. Kasap Holger, bu iki ahmağın asla başarılı olamayacağını düşündüğünden olayı araştıracaktır. Peder ise bir zamanlar geçirdiği bir uçak kazasında tek sağ kalan insandır ve hayatta kalmak için karısını yemiştir.

Ole Thestrup, The Green Butchers'ta kasap, Adam's Apples'ta Dr.Kolberg rolünde olanlara anlam veremeyen bilirkişi olarak çıkar karşımıza. Bilinçli olmasa da düğümü çözen karakterdir.

Yeni başlangıçlar, absürt karakterler, kilise, peder, mucizeler, dram, değişim ve mutlu sonlar iki filmin ortak özellikleri arasında sayılabilir. Kara mizahın başarılı örnekleri. Aslında dramdır anlatılan ama mutlu eder. Kahkahalar attırmaz belki ama gülümsetir. Türün meraklıları için iki iyi film.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder