Cuma Şarkısı: Dawn Golden / Discoloration
sözde yazar
Cuma, Şubat 27, 2015
Dawn Golden
,
Discoloration
,
elektronik müzik
,
Müzik
,
Still Life
Hiç yorum yok
Yeni keşfettiğim ve son bir kaç gündür sürekli dinlediğim bir şarkı paylaşıyorum bugün. Shameless 5. sezon 6. bölümde çalan şarkı, Youtube yorumlarına da bakınca epey sükse yapmış görünüyor. Elbette şarkı bunu hak ediyor.
Dawn Golden, 2010 yılında hayata geçmiş bir solo elektronik müzik üretimi ve söz yazarlığı projesiymiş. Discoloration, Mayıs 2010'da piyasaya çıkan Still Life albümünün ilk şarkısı. İlk şarkıyı geçebilirsem albümü de en yakın zamanda dinlemeyi düşünüyorum :) Discoloration dinlerken insana bir yandan huzur ve sakinlik verirken, diğer yandan harekete geçip bir şeyler yapma isteği uyandırıyor. Güzel şarkı işte, dinleyin.
Gin Wigmore / Black Sheep
Bu karlı ve soğuk İstanbul gününde uykumuz gelmesin, ağırlık bastırmasın. Enerji yüklü şarkı, çok uzaklardan, Yeni Zelandalı şarkıcı Gin Wigmore'dan geliyor. Uzun zamandır tek bir şarkıcıya ait albüm dinlemiyordum. Özellikle Spotify'ın hayatıma girmesi ile kendi çalma listelerimi oluşturuyor ya da beğendiğim çalma listelerini dinliyorum.
Gin Wigmore'ın Gravel & Wine albümünü dinlemeye başlayana kadar. 27 yaşındaki şarkıcının albümü Yeni Zelanda'da 2011'de, Amerika'da ise 2013'de yayınlanmış. Black Sheep albümün pek çok iyi şarkısından sadece biri ve acayip eğlenceli.
Babasını kaybetmesinin ardından Hallelujah adlı şarkıyı yazarak ülkesinde tanınan Wigmore, güçlü sesi ve güzel şarkıları ile yakın gelecekte daha çok tanınacaktır.
Sıradışı Bir Aşk Hikayesi: Harold and Maude
sözde yazar
Pazartesi, Şubat 09, 2015
Cat Stevens
,
film
,
Hal Ashby
,
Harold and Maude
Hiç yorum yok
Maude: Herkesin kendini aptal durumuna düşürmeye hakkı vardır. Dünyanın seni çok fazla yargılamasına izin veremezsin.
Harold and Maude 1971 tarihli bir Hal Ashby filmi. Çok sevdiğim film hakkında iki kelime etmediğimi görünce, yazmaya karar verdim. Aslında senaryo olarak sıradışı olarak niteleyemeyeceğimiz bir konuya sahip. Hayata küsmüş bir erkek ve yaşam sevinciyle dolu bir kadın. Birbirleriyle tanışırlar ve birinin hayata bakışı değişmeye başlar.
Filmi yukarıdaki standartlıktan ayıran birinci özelliği tarzı. Çünkü Hal Ashby tam bir hippie ve film 70'lerde geçiyor. Renkler, görüntüler ve müzikleri ile tam bir dönem filmi. Neredeyse tüm müzikler Cat Stevens'a (artık adı Yusuf İslam) ait. İkincisi ise mevzubahis erkek ve kadın arasındaki yaş farkı.
Harold, 17 yaşında ölüme merak salmış, hayatını nasıl sonlandıracağına karar vermek için provalar yapan ve cenaze arabasıyla dolaşan genç bir adam. Denediği tüm intihar senaryolarına "büyü artık Harold" tepkisini veren bir anneye sahip. Üstelik zengin ve kendisi için kimlik arayışında. Maude ise 80'ini devirmiş çılgın bir ihtiyar. Hayatın her anının tadını çıkaran, değişiklikler deneyen ve yaşamaktan keyif alan bir kadın.
Bu ikilinin ortak bir özelliği var. İkisi de cenazelere gitmeyi çok seviyor ve tanışmaları da bir cenaze esnasında oluyor. Maude enerjisiyle Harold'ın bembeyaz yüzüne renk gelmesini sağlıyor. Yaşanmışlıkların ve tecrübenin bilgeliğiyle Maude, Harold'a nasıl yaşaması gerektiğini anlatıyor ve hayattan keyif almayı öğretiyor.
Beraber takılmaktan gayet mutlular ve tabi bu durumun sonucunda aşk kaçınılmaz oluyor. Aralarındaki 63 yaşlık farka rağmen birbirlerinin yanında huzur bulabilen, beraber eğlenebilen bir ikili çıkıyor ortaya. Başta kulağa biraz garip gelse de filmde bu durum inanın sizi hiç rahatsız etmeyecek. Zaten hikaye öyle bir akıyor ki eğer aşkı göremesek bozulabilirdik.
Son söz olarak Harold and Maude nevi şahsına münhasır diyebileceğimiz bir filmdir ve her zevke hitap etmeyebilir. Açılış ve kapanış sahneleri etkilidir. Gotik havasına rağmen insanı mutlu eden ve gülümseten bir kara komedidir. Üstelik müzikleri de çok güzeldir.
Hal Ashby'nin çok sevdiğim bir filmi daha var ve hakkında tam beş yıl önce yazmışım. Okumak isteyenlere linki Being There.
Yazıyı filmden güzel bir şarkıyla bitirelim.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder